Arkadaşım Cami
Kitap Kurdu Cemil’in Kur’an Kursu Maceraları alt başlığını okuyoruz kitabın kapağında. Cemil’in hem okul, okulların kapanmasıyla yaz ve Kur’an Kursu maceraları yer alıyor Arkadaşım Cami’de.
Arkadaşım cami tanımlaması aslında Cemil’in yazar babasına ait. Denizle, dağ ile, rüzgarla ve cami ile arkadaş bir baba var. Baba yazar/şair olunca Cemil’in ve kardeşlerinin hayatında da kitaplar önemli bir yer tutuyor. Zaten Cemo’nun (arkadaşları böyle diyor) lakabı da kitap kurdu.
Kitabın akıcı bir dili, derli toplu bir kurgusu var. Bu açılardan çocuklar için güzel bir yaz/Ramazan kitabı olacağını düşünüyorum. Herhalde kahramanlarımız erkek olunca bir iki yerde şiddet unsuru karşımıza çıkıyor. (s.36 “Muzafferin attığı taş Şahap’ın kafasını yarmıştı.”) Fakat bu cümleler kitabın asıl rengini oluşturmuyor.
Şiddet unsuru olarak mı değerlendirilir, yoksa erken bir bilgi mi bilmem ama kardeşlikten bahsedilen bir bölümde Elifcan babasına itiraz ederek, kardeşlik deniyor ama, Kabil Habil’i öldürmüş, Hz. Yusuf’u kardeşleri kuyuya atmış, şeklinde bir soru yöneltiyor. Kitapta babanın uzun uzadıya bu soruya cevap verdiği yazsa da, biz o cevabı okuyamıyoruz, sadece böyle böyle oldu şeklinde bilgi ile kalıyor. Bu kadar önemli bir sorunun kesinlikle geçiştirilmemesi gerektiğini, açıklama yapılmayacaksa kurguda da yer verilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Kitapta olmasına gerek görmediğim bir bölüm daha var, ilk bölüm. “Dünyaya Geldiğim Anda Konuştum Aynı Zamanda” bölümü. Muhtemelen kahramanımız Cemil’in dünyaya geldiğinde bir melekle konuşmasını anlatıyor. Melek ona annesini, babasını, Allah’ı, dünyayı anlatıyor. Bir melekle konuşma kısmı, Cemil’in bunları hatırlaması vs daha sonra hiç mevzu edilmese de, hatta ikinci bölümde Cemil büyük bir çocuk olsa da, belki sıkıntı oluşturmazdı. Fakat şeytanın Adem as’a secde etmemesi bahsinde geçen “Beni azdırmana karşılık, ben de onları saptırmak için…” cümlesi ile, Adem as ve Havva as’ın cennetten indirilmesinde geçen “Birbirinize düşman olarak çıkıp gidin!” cümlelerini çok gereksiz buldum. Ardı sıra yeterli bir açıklama olmadığı gibi bu dil de bence bir çocuğun Allah düşüncesini zedeleyecek türden.
İlk bölümü tamamen atıp, çocuklar için iyi bir kitaba kavuşabiliriz diye düşünüyorum (Tamamen okuyucu görüşü, yazar kızmaz değil mi?) Kitapta çocukların çırak olarak çeşitli esnafın yanına verilmesi bölümünde mesela, ahilik geleneği vs kısaca anlatılmış ki, bir çocuk kitabında bunu okumak çok çok iyi geldi bana. Yine babanın anlattığı hatıralar tam bir kültür aktarımı olmuş ki, pek güzeller.
Kitabın siyah beyaz, hoş çizimleri var.
Gerekli uyarıları dikkat almanızı rica edip, şimdiden iyi okumalar dilerim.
Yazan: Mustafa Ökkeş Evren
Resimleyen: Murat Tanhu Yılmaz
3.Baskı Ekim 2018, 240 sayfa
10+