Ferdinand
Tam da bugün benzer bir konu üzerinde konuşmuştum arkadaşımla. Bir nevi “herkes gibi olmamak” diyelim. Üzerine Ferdinand geldi kargodan. Bu siparişte en çok beklediğim, merak ettiğim kitaplardan biriydi.
O İspanya’da dünyaya gelmiş bir yavru boğadır. Küçük arkadaşları kırlarda tepinirken, o meşe ağacının gölgesinde çiçekleri koklamayı sever. Her anne gibi, kahramanımızın annesi de onun için endişelenir. Çünkü “normal” olmayan her halimiz için endişelenirler annelerin çoğu değil mi? Fakat kitapta da dediği gibi, annesi evladının kendini kötü hissettiği için orada olmadığını, aslında mutlu olduğunu anlayınca onu rahat bırakıyor.
Fakat bir şekilde Ferdinand’ın yolu çiçeklerden, meşe gölgesinden ayrılıp arenaya düşüyor. Bütün genç ve gürbüz boğa arkadaşları arenaya gitmek isterken üstelik, hiç istemeyen kahramanımızı seçiyor beş komik şapkalı adam… Arena sahnesi neyse ki kanlı, şiddet içerikli vs değil. Boğaları sinirlendirmek isteyen insanlar ve bunu nasıl yapacakları anlatılsa da (ucu keskin sopalar taşıyan Pikadorlar gibi), bu olaylar yaşanmıyor. Arenada kanlı sahneler olmadığı gibi Ferdinand’ın insanlara dersini bildirmesi vs gibi aksiyon, ters takla içeren bir kurgu da yok. Bazen hiçbir şey yapmamak, bir şey yapmaktır derler ya, işte onu gösteriyor bize kurgu.
“Dövüşmektense çiçekleri koklamayı seven” kahramanımızın öyküsü çizgifilm de olmuş. Henüz izlemedim. İzleyince bir güncelleme yaparım inşallah. Umarım bu sakin boğa ve onun çiçek sevgisi bambaşka yorumlarla karşımıza çıkmaz. Kitaptaki haliyle, sevimli bir hikaye. İlgilisine tavsiye edebiliriz.
Şimdiden iyi okumalar.
Orijinal Adı: Ferdinand The Bull
Yazan: Munro Leaf
Çeviren: Özkan Özdem
Resimleyen: Robert Lawson
Pena Yayıncılık
1.Baskı Aralık 2017
Duygulu Ferdinand..