Kızıl Ağaç
Masalların büyükler için de olduğunu biliyoruz. Çocuk edebiyatından yetişkin okuyucunun da keyif alacağını… Fakat bugünkü kitabımızı okurken, sanki sadece yetişkinler için yazılmış (çizilmiş) gibi hissettim. Öyle bir karamsarlık, bedbinlik…
Daha dün arkadaşlarımla konuşuyorduk. Bu devrin ciddi sorunlarından biri de, neşemizi kaybettiren şeyler. Çok basit ama bir o kadar da önemli bir durum bu. Suratları asık, güzellikleri fark etmeyen, fark etmediği için keyif de alamayan yahut keyif almayı bilmeyen, sevinemeyen abus çehreli büyüklere dönüşüyoruz, farkında olmadan.
Kızıl Ağaç, ‘hiç umut getirmeyen bir sabah’ta başlıyor. Gün ilerledikçe sıkıntı hissi, ümitsizlik, kasvet artıyor. Büyük boy kitap, kocaman resimler ve her biri, kendinizi bir kabusun içindeymiş gibi hissettirebilecek güçte çalışmalar! Sadece birkaç dakika aralıksız bu çizimlere bakmak, eminim insanın haleti ruhiyesini hemen değiştirecek, güncel tabirle modunu düşürecektir.
Hayal Ettiği Gibi
Gün böyle ilerler ve artık nefes bile alamayacak kadar daralmış hissederken kendinizi, küçük kız (?) tekrar odasına döndüğünde onu gülümsetecek bir sürprizle karşılaşıyor. Tam da hayal ettiği gibi…
Kızıl Ağaç, kelimelerin, resmin bir unsuru gibi kullanıldığı, resimlerle yazılmış bir kitap. Daha önce böyle kitaplar görmüş olsak da burada epey ağırlıklı olduğunu söyleyebilirim. Kitaptaki karakteri küçük bir kız çocuğu olarak algılasak da, aslında pekala bir yetişkin olarak da görebiliriz. Bu haliyle Shaun Tan, modern insanın kapılıp gidebileceği girdabı çok da güzel göstermiş/anlatmış diyebiliriz.
Rindane bir “neşemizi bulalım” derdinde değilsem de, en azından neşemizi kaybetmeyelim diye düşünüyorum. Güzelliklerin yanımızdan geçip gitmesine fırsat vermeyelim, kitapta olduğu gibi.
Shaun Tan, farklı bir zihin dünyasına sahip belli ki. Çizdiği karakterlerle, ortaya çıkardığı eserlerle o dünyayı anlatıyor bize. Aşağıda ödül almış bir çalışmasının animasyona uyarlanmış halini de ekledim.
Kendi dünyası çevresi için ümitleri gösteren biri olabilir Tan. Fakat benim dünyamda kırmızı ağaçlar tükenmedi ki! Ümidin, başka bir dünyanın var olduğunu görmek/okumak için, bu kadar bedbin bir yoldan yürümeme gerek yok diye düşünüyorum. Of çok büyük konuşmamışımdır inşallah 😀
Elimde Shan Tan’ın bir kitabı daha bulunuyor. Sanırım bundan sonra, karşılaştıkça eski bir tanıdık olarak ilgilenip, yanımda götürmeyeceğim biri olarak kalacak.
Şimdiden iyi okumalar.
Orijinal Adı: The Red Tree
Yazan ve Resimleyen: Shaun Tan
Çeviren: Seda Ersavcı
İthaki Yayıncılık,
2.Baskı Temmuz 2014