Küçük Ejderha Devyan
Bir Pazar günü okuduğum bu seri, beni daha ilk kitaptan fethetti diyebilirim.
Normalde biraz nazlanarak başladım okumaya. Her kitabın okunma kaderi de var bence. O yüzden ne zaman bir arkadaşımın yeni kitabı yayınlansa “bahtı açık olsun” derim. Her kitabın bir kaderi olduğu gibi, aldığımız her kitabın da kütüphanemize geldiği andan itibaren bir süreci oluyor sanki, okunmak için. Kimi kolayca alışmıyor sanki size ve okumak için epey bekliyorsunuz. Kimi daha raflarda yerini bulmadan okunmuş oluyor. Kimi o raftan bu rafa seyahat ediyor, okunacaklar rafı, el altında dursun rafı, masal rafı. Bu kitap da benim için nispeten yakında ama ilk elde okunacaklar arasında olmayan bir yerde idi. Acaba bu küçük ejderha az çok klasik ejderha masalları gibi miydi? Daha ilk sayfalarda sonucu hemen tahmin eder miydik vs. gibi düşüncelerle okumak için biraz beklettim kendimi (böyle bir kullanım doğru mudur, insan kendi bekletir mi ki?)
Ve nihayet okudum. Dedim ya daha ilk kitaptan fethetti beni Devran. Yüzümde oluşan tebessümle ve acaba sonrasında neler olacak diye merakla okudum.
Kurgu, küçük çocuklar için yazılmış metinlerde en sevdiğim tarza sahip. Kötülüğü abartmadan, göze batırmadan ve iyilikle, iyi düşüncelerle de problemlerin çözülebileceğini gösteriyor. Bunu yapmaya çalışırken belki, birçok yazar pespembe bir dünya resmetme tuzağına düşebiliyor. Ne pembe bir dünya ne de ümitsiz bir hayat gerçekçi değil. Evet, dünyada çok kötülük var ve fakat onları sürekli gördükçe, duydukça duyarsızlaşma gibi bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyoruz. Tedbir gibi bir zanla çocuklarımıza anlattıkça hiç de iyi bir şey yapmıyoruz. Evet, her yabancıya en baştan güvenmesinler ama her yabancıyı güvenilmez olarak da bilmesin çocuklar ve insanlar.
Ben en iyisi kitaba döneyim. Minik bir ülkenin minik bir ejderhasıdır Devran. Fakat sevgili kral “r”leri söyleyemediği için halk da krallarına hürmeten onun gibi konuşmayı alışkanlık haline getirmiştir. Bu yüzden bizim Devran olur Devyan. Bu minik ülkenin hiç ordusu, askeri olmadığından bütün çözülecek işler için en büyük general olarak Devyan atanır. Bu işin hakkını da verir doğrusu. Her kitapta -ki bu seri on kitap ve bir etkinlik kitabından oluşuyor- halkı ilgilendiren sorunları Devyan ne yapar eder çözer.
Kitaplarda dikkatimi çeken bir şey de şu oldu: Hani kapağında “değerler” yazan bazı kitaplar vardır. Eğer usta bir kalemden çıkma metinler değilse gözümüze sokarak bize sabrı, cömertliği, paylaşmayı anlatır. Küçük Ejderha’da tam aksine hiç de belli etmeden, satır aralarında çeşitli değerler işlenmiş. Yazar (Banu Yüce) bunu bilerek mi yapmış yoksa iyi edebi metinlerde olduğu gibi hikaye mesajını satır aralarına mı gizlemiş bilinmez. Fakat siz hikayeler bittikçe hile yapmanın kötülüğünü, başkalarının derdine çözüm bulmanın güzelliğini kalbinizde hissediyorsunuz.
Küçük Ejderha serisi yukarıda söylediğim gibi bir de etkinlik kitabı içeriyor. Hem masallara dair hem de bağımsız çeşit çeşit etkinlik var. Bunların ayrı bir kitap olarak verilmesi de iyi düşünülmüş. Ayrıca keyifli etkinlikler olmaları da küçük okuyucuları hoşnut edecek gibi görünüyor.
Serinin resimlerinden bahsetmemek de olmaz. Ressam Reza Hemmatirad’ın fırçasından çıkan birbirinden güzel çizimler, kitabın estetik değerini yukarılara çıkartıyor. Bazı resimleri insan kitaplığının bir köşesine iliştirmeyi filan istiyor.
Küçük Ejderha Devyan’ın maceraları pek güzel. Belki mini dizi tadındaki bu kitaplara bir de sinema tadında uzun hikaye yazılır, kim bilir…
Küçük Ejderha
Erdem Yayınları
Yazan: Banu Yüce
Resimleyen: Reza Hemmatirad
1.Baskı 2016
10 Hikaye, 1 etkinlik kitabı