Masal Kaçkını
Masal Kaçkını. Yüreği sevgi dolu, sadece iyilik düşünen fakat insanların kendisinden korktuğu bir dev etrafında dönen bir macera… Kitabın adında da söylediği üzere, o aslında bir masal kaçkını. Bir gün, onun gibi başka bir masaldan kaçan bir cüce ile kesişir yolu, saklandığı Sakız Ormanı’nda. Dev o kadar yalnız hissediyordur ki kendini, Cüce ile tanışmak onu çok mutlu eder. Cüceye çok iyi bakar, bir dediğini iki etmez. Fakat yine de, en büyük can sıkıntısını bu Cüce nedeniyle yaşayacaktır.
Genellikle şikayetlerimiz aşinadan, tanıdıklarımızdan değil midir zaten? Fakat şer görünen pek çok olayda hayır da vardır. Cüce nedeniyle kötü günler geçiren masal kaçkını Dev, aslında bu olaylar vesilesiyle gerçek dostlar edinir ve epey insana faydası da dokunur.
Dürüst olmak gerekirse kitabı beğeni çizelgem biraz dalgalı görünüyor. İlk sayfalardaki sürekli –dı, -di ile biten kısa cümleli anlatımlar, dan dan kafama vuruyor gibi hissettim. İnşallah böyle devam etmez diye düşünürken neyse ki cümleler, anlatım açıldı, ferahladı. Hmm, güzel bir maceraya dönüşecek galiba deyip, merakla okumaya devam ettim. Güzel de gidiyordu açıkçası. Fakat sonlara doğru, kahramanı masaldan kaçmış bir dev ve cüce olan, adında masal kelimesi geçen bir kitap için sert ifadeler, gereksiz uzatmalar okuduğumu hissettim. Yer yer kargaşa dozu artmış, sanki nasıl, nereye bağlanacağı kararsız bir metin okur gibi oldum. Başı ve sonu biraz aceleye mi gelmişti bu metnin? Bunu bilemem tabi fakat genel olarak iyi bir metin okuyunca, galiba kusur görmek istemiyor insan.
Bazı detaylardan gidelim… Sevgili devimiz Çınçın, kaba konuşan biri olarak tanıtılıyor bize. Belki de bunu vermek için, konuşmalarına bir tarz giydirilmiş ki, cidden okumayı zorlaştırıyor. Şöyle mesela: “Senü korurum. Misafirümü kimseye yedürmem”. Hiç yazıldığı gibi okumadım bu cümleleri, zihnim ‘normal’ okudu gitti.
Kitaptaki karakterlerin konuşmaları çoğunlukla kafiyeli olarak verilmiş. Birçok söz, şiir gibi yazılmış mesela. Bazıları gerçekten çok iyiydi ve okumaya ayrı bir keyif katıyordu. (“İçeride vezirim var mıdır? Zamanı bol mudur, dar mıdır?”)
Kitapta kişi, yiyecek, ülke isimleri gibi bazı adlandırmalar, niteliğe göre yapılmış. Masallarda da rastladığımız bu tercih, bazı isimlerde tebessüm ettirdi beni. Okuma keyfini diri tutmak için bu tarz kullanımlardaki orjinallik, kitaba kalite katıyor. Okuduğumuz kitaptaki kullanımlardan bazıları şöyle: Astım Kestim Kral, Kral Hiç Acımaz, Özlü Sözlü Bilge, Gözü Yaşlı Bilge, Demir Ülkesi, yüz güldüren şerbeti, harcagitsin başı, çıt çıkmaz mağarası, kemik kıran zindanı…
Nehir Aydın, çalışmaları takip edilecek bir isim. Farklı yaş grupları için, farklı tarzlarda ürünler ortaya çıkarıyor. Bu alanda inşallah kaleminin kalitesi giderek artar.
Masal Kaçkını, haksızlığa karşı susmak, boyun eğmek yerine, bir olup, düşünerek hareket etmenin insanı (devleri ve kuşları da) zafere götüreceğini söylüyor bize.
Unutmadan, kitapta resim kullanılmamış.
Şimdiden iyi okumalar.
Yazan: Nehir Aydın Gökduman
Erdem Çocuk, İstanbul, 2017
206 sayfa