Ülkemizde oyuncaklara ayrılan bütçe ne yazık ki çok düşüktür. Oysa oyuncakların çocukların bedensel, zihinsel, sosyal gelişimlerine olan olumlu etkileri hemen herkes tarafından kabul edilir. Gelecekte sağlıklı bir birey olabilmenin temelinde çocukluğun iyi geçirilmesi yatmaktadır. İyi bir çocukluk geçirmenin temellerinde ise aile sevgisi ve doğru eğitimle birlikte doğru seçilmiş oyuncaklar yer alır.
İşte bu temel düşünceden yola çıkarak dar gelirli ailelerin çocuklarının da oyuncaklardan yararlanabilmesi amacıyla “oyuncak kütüphaneleri” adı altında yapılar oluşturulmaya başlanmıştır.
Bu kavramın dünyadaki tarihine baktığımızda oyuncak kütüphanesi konseptinin 1930’larda İngiltere’de ortaya çıkmakla birlikte ilk olarak 1935’te Amerik
a California’da hizmet vermeye başladığını görürüz. (1)
DÜNYADA OYUNCAK KÜTÜPHANELERİ
Oyuncak kütüphanelerinin dünyadaki örneklerine bakıldığında İngiltere, Avustralya, Fransa, İsviçre gibi ülkelerde artık profesyonel olarak işletilen mekânları görüyoruz. Bununla birlikte gerçek anlamdaki kütüphanelerin içerisinde çocuklara ayrılan bölümlerde masal okuma saatleri, satranç, dama gibi iki kişilik oyunların oynanacağı mekânlar sağlama, ev ödevlerine destek gibi hizmetlerle birlikte oyuncak kütüphanesinin de yer aldığını görüyoruz.
Kısa adı ITLA (The International Toy Libraries Association) olan Uluslararası Oyuncak Kütüphaneleri Birliğine de sahip olan oyuncak kütüphaneleri, her üç yılda bir değişik ülkelerde konferanslar düzenlemektedir. En son 2008 yılında Paris’te 11.si düzenlenen konferansın 12.si 2011 yılında Brezilya Oyuncak Kütüphaneleri Birliğince Brezilya’nın Sao Paolo kentinde düzenlenecektir. Bu konferansların daha önce nerelerde düzenlendiğinden söz edersek konunun geçmişi ve yayılımı daha iyi anlaşılabilir.
ITLA, ilk konferansı 1978’de Londra’da düzenlemiş, ardından 1981’de Stokholm’de, 83’te Bürüksel’de, 90’da Toronto’da ve takip eden üçer yıllık periyotta Avustralya Melburne’de, Zürih’te, Tokyo’da, Lizbon’da, Güney Afrika’da ve son olarak Fransa-Paris’te gerçekleştirmiştir.
Ayrıca Zürih’te 7.si gerçekleştirilen konferans sırasında informal olarak kurulan Avrupa Oyuncak Kütüphaneleri Grubu (The Group of European Toy Libraries-ETL) da yine uluslar arası toplantılar yaparak bu konuyla ilgili çalışmalara katkı sağlamaktadır. Grup; oyun, oyun araçları ve oyunla iletişimin çocukların eğitimsel, fiziksel, psikolojik, sosyal ve kültürel gelişimleri için olumlu etkilerine inandıklarını belirtmektedirler. Düzenledikleri toplantılarla fikir paylaşımı ve materyal değişimi için alt yapı sağlamaktadırlar.
Ülkemizde de üniversitelerin okulöncesi eğitim ve ilköğretim bölümlerinde akademik çalışma yapan bazı öğretim üyelerinin kişisel çabalarla bu birliğe üye olduğu bilinmektedir. Ülkemizde de bu bilincin yaygınlaşması umut vericidir. Umarım Türkiye de bu uluslararası birliğin resmen üyesi olur ve ülkemizdeki oyuncak kütüphanelerinin sayıları artar, işlevleri çeşitlenir, böylelikle oyuncak paylaşımı daha geniş kitlelere yayılmış olur.
ÜLKEMİZDE DAĞILIM
Ülkemizde oyuncak kütüphanelerinin ilki, 1999’da Marmara bölgesinde yaşanan büyük depremin ardından Avustralya Başkonsolosluğu’nun 2002 yılında başlattığı bir kampanyayla toplanan oyuncaklarla, 2004 yılında Düzce’de açılmıştır. Daha sonra 2005’te Odunpazarı Belediyesi’nin Oyuncakevi ve Kütüphanesi Projesi çerçevesinde Eskişehir’de, 2008’de Antalya Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığınca Antalya’da (7 Mart 2008), aynı yıl Mardin Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı ve Actavis ilaç şirketi işbirliğiyle Mardin’de (5 Haziran 2008), 2009’da İstanbul-Küçükçekmece Belediyesi ve Ertuğrul İlköğretim Okulu işbirliğiyle aynı ilçede, 2009’da İzmir-Bergama’da Ege Üniversitesi, Bergama İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bergama Belediyesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Ege Çağdaş Eğitim Vakfı ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesinin katılımıyla “Gel Oyna Al Oyna” adlı proje çerçevesinde ve Gaziantep-Nizip’te açılan oyuncak kütüphaneleri oyuncağa ulaşamayan çocuklara bu olanağı tanımışlardır. Güncel bilgilere dayanarak Diyarbakır’da ve Çanakkale’nin Biga ilçesinde de benzer mekânların açılacağından da burada söz edebiliriz.
Görüldüğü gibi yaklaşık son on yılda devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle hayat bulan ve sayıları giderek artan bu yerler, çocuklara sosyal dayanışmayı ve paylaşmayı da öğreten okullardır aslında.
OYUNCAK KÜTÜPHANELERİNİN AMACI
Oyuncak kütüphanelerinin ana amacı kaliteli ve eğitici oyuncaklardan yoksun çocuklara hem oyuncak sağlamak hem de çocuklarla birtakım etkinlikler gerçekleştirmektir.
Oyuncak kütüphanelerinde çocukların istedikleri oyuncağı buradan alıp evlerine götürmeleri, belli bir süre oynadıktan sonra aldıkları kütüphaneye geri getirmeleri istenmektedir. Bu uygulama ile çocuklara aldığı malzemeyi düzgün kullanma, ödünç alınan bir şeyi zamanında yerine teslim etme, paylaşma duygusu, malzemeleri sınıflandırabilme, az malzemeden daha fazla kişinin yararlanabilmesini sağlama gibi birçok sorumluluk öğretilebilmektedir.
Bir başka amaç, ekonomik durumları iyi olan aile çocuklarının, oynayıp bıktıkları veya büyüdükçe yaşlarına göre eğiticilikleri azalan oyuncakları oyuncak kütüphanelerine bağışlayarak başka çocukların da bu oyuncaklardan yararlanmalarını sağlamaktır.
Elbette oyuncak kütüphaneleri yalnızca ekonomik zorluklar içindeki ailelerin yararlanacağı yerler değildir. Bu mekânlarda çocuklarla yapılan eğitici etkinlikler de farklı sosyoekonomik yapıdaki ailelerin çocuklarına hizmet verebilmektedir.
Çocuklarda çevre bilinci ve sosyal dayanışmayı geliştirmek amacıyla eski oyuncakların biriktirilip oyuncak kütüphanelerine ya da oyuncak paylaşım evlerine ulaştırılması, bu olanaktan yoksun birçok çocuğu sevindirmeye, onların da oynayarak öğrenmesine katkı sağlayacaktır.
ÖNERİLER
-Kampanyalar
Oyuncak kütüphanelerinin ya da oyuncak paylaşım evlerinin yaygınlaşmasını ve çocuklarda çevre bilincini geliştirmek amacıyla bazı etkinlikler veya kampanyalar yapılabilir.
Dünya Çocuk Yılı olarak ilan edilen 1979 yılında Ankara Belediyesi’nin başlattığı bir kampanya vardı: “Bir Milyon Çocuk Kitabı”. O dönemde, Ankara’daki ilkokul çocuklarından birer paket eski gazete getirmeleri istenmişti. O gazeteler yeniden kâğıt haline getirildi ve gazete getiren çocuklara 11 kitaptan oluşan setler halinde “bir milyon çocuk kitabı” dağıtıldı.
30 yıl önce bu olayı yaşayan biri olarak hâlâ kâğıtları ayrı bir yerde toplayarak geri dönüşüme katkıda bulunurum.
2010 yılında başlatılan bir kampanyadan da söz etmek istiyorum. O da İstanbul-Ataşehir Belediyesi ve Dünya Engelliler Merkezince yürütülen ve senenin sonuna kadar devam edecek olan “Mavi Kapak Toplama Kampanyası”. Kampanyanın belli noktalarına getirilen her 1000 adet mavi pet şişe kapağı bir engelliye tekerlekli sandalye olarak geri dönecek.
Bu kampanyalardan söz etmemin nedeni, oyuncak kütüphaneleri de buna benzer bir kampanya başlatabilir. Çocuklardan toplanacak onarılamayacak durumdaki plastik oyuncaklar karşılığında oyuncak getiren çocuklara kitap ya da organik malzemeden yapılmış oyuncaklar hediye edilebilir. Geri dönüşümle kazanılacak yeni plastik oyuncaklar ise oyuncak kütüphanelerinin demirbaş oyuncakları olarak çocuklara sunulabilir ve çocuklara çevre bilinci aşılanmış olur.
Bir başka öneri ise bu paylaşım evlerinde çocuklarla çok çeşitli etkinlikler yapılabilir. Elbette oyuncaklar kırılır, parçalanır. Ama yaratıcı çocuklar bu oyuncak parçalarıyla başka başka oyuncaklar tasarlayıp oluşturabilirler. Birkaç oyuncak parçasından bambaşka oyuncaklar ortaya çıkarabilirler. Bunun için çocuklara olanak tanınması hem onlar için bir aktiviteye dönüşür hem de yaratıcılıklarını geliştirir.
– Oyuncak Yapım Atölyeleri
Şimdiye kadar yalnızca hazır olan ve oynanmaktan bıkıldığı için bir yere bağışlanan oyuncaklardan söz ettik. Burada bir konunun daha üzerinde durulması gerekir, o da el yapımı oyuncaklar. Folklorik oyuncaklar olarak da adlandırdığımız bu oyuncaklar genellikle tek bir yapımcısı olmayan, ünik, giderek yapımı unutulan oyuncaklardır. Bu oyuncaklar bez, kâğıt, ahşap, metal, toprak deri, kemik hatta meyve sebze gibi doğal ve atık malzemeden yapılırlar. Örneğin bez bebekler, tahtadan yapılan oyuncaklar bu sınıfta değerlendirilir. Çocuğa arkadaşlık eden bu objeler, onların el becerisini ve hayal gücünü de geliştirmektedir. Oyuncak kütüphanelerinde çocukların büyüklerinden basit oyuncaklar yapmayı öğrenmeleri ve bu oyuncakları diğer arkadaşlarına da öğretmeleri istenerek el yapımı oyuncakların devamlılığı sağlanabilir.
– Kurum ve Kuruluşlarda Etkinlik
Eğer oyuncak kütüphaneleri kendi içlerinde bir konsept oluşturabilirlerse bulundukları il ya da ilçelerde çocuk müzesi işlevini de üstlenebilirler. Yapılacak etkinliklerin planlanması, seçilen malzemelerle yapılacak ürünler, drama çalışmaları bu ortamların çocukların sosyal gelişimlerine katkısını artıracaktır.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden bir grup öğrenci, “Yarının Büyüklerine Bugünden Eğlenceli Bir Dünya Yaratın” sloganıyla Antalya’da kurulan ve hizmet veren oyuncak kütüphanesi için bağışlanan oyuncakları, sterilize ettikten sonra Türkan Saylan Toplum Merkezi’nde hizmete sunmuşlardır. Bir sosyal sorumluluk projesi olan bu çalışmadan yola çıkılarak hastanelerde yatan, ıslahevlerinde, çocuk tutuk ve hüküm evlerinde bulunan çocukların da yararlanabilmeleri için bu kurumlarda da oyuncak kütüphaneleri açılması sağlanabilir görüşündeyim.
KAYNAKLAR
1- http://www.springerlink.com/content/m284746t71816p67/