Ya Tutarsa
Eskimeyecek bir soru, ya tutarsa?! Bugün de Ya Tutarsa var masamda, yüzümde bir tebessümle birlikte.
Pedagog Semra Alkan’ın kitabı Akşehir üzerine güneşin doğması ile başlıyor. Horozların her zaman bu doğuşa eşlik etmediklerini öğreniyoruz önce. Kimi kitaba dalıyor, kimi uykuya… Böylelikle daha başından, alışılagelmiş bir ya tutarsa hikayesi dinlemeyeceğimizi de anlıyoruz.
Sonra sahneye Nasreddin Hoca giriyor. Çizerin kattığı espri midir, Nasreddin Hocayı ilk gördüğümüz sayfada, Hoca bize yüzünü göstermiyor, arkası dönük.
Sonra bildiğimiz göle yoğurt mayalayan Hocanın hikayesi çıkıyor karşımıza. Ardından yazarın hikayeyi daha farklı bir biçimde devam ettirdiğini görüyoruz. Aslında Nasreddin Hoca, pek çok işte ya tutarsa diyor gibidir. Bütün bunları da iyi bir niyetle, başkalarının da hayrını gözeterek yapıverir.
Kitabın hikayesini pek sevdim. Dil açısından, zaman, kurgunun geçişinde vs biraz sıkıntılı yerler olduğunu hissediyor insan okurken, fakat hikayeden koparmıyor sizi.
Resimlere ise ayrıca bayıldığımı söylemeliyim. Büşra Nur İslamoğlu’nun başka çizimlerini görmedim sanırım. Fakat hikayeyi yorumlaması, kullandığı detaylar, renkler vs -usta bir göz muhtemelen daha iyi seçer bu unsurları- bir okuyucu olarak işte her şeyini çok beğendim…
Kitap Multibem’in diğer kitabı Dünyanın En Güzel Kalbi’nde gördüğümüz gibi yine iki dilli, Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanmış. Şimdiden iyi okumalar.
Ya Tutarsa
Yazan: Pdg Semra Alkan
Resimleyen: Büşra Nur İslamoğlu
İngilizcesi: Rabia Kesik
1.Baskı Mart 2018, Multibem
Görselleri hiç beğenmedim. Çünkü yeni bir yaklaşım yok modern değil eski gözüküyor. Tatlı gözüksede göz boyamaktan başka bir şey değil. İçeriğe gelirsek fena değil.
Modern olmak zorunda da değil sanırım 🙂