abone ol: Makale | Yorum

Bay Uzun Kuyruk

0 yorum
Bay Uzun Kuyruk

Haftada ortalama 3 kitap tanıtımı ile sizlerle buluştuğumuzu düşünürsek, uzunca sayılabilecek bir ara vermiş olduğumuzu söyleyebiliriz. Dönüşümüz -inşallah- Bay Uzun Kuyruk ve Periler Diyarı kitabı ile oldu.

Hayatın ritmi her zaman aynı değil. Ve bazen vakit sıkıntısı çekmiyor olsanız bile eliniz işlere, sorumluluklarınıza gitmiyor bir türlü. Yağan yağmuru, battaniye içinden, pencere arkasından izler gibi, hatta gözlerini kapatıp sadece dinler gibi yaşamak istiyoruz bazen hayatı.

İyi hoş ama böyle zamanları da çok abartmamak, uzatmamak lazım. Kararında kalsın her şey. Hadi biz, iyi ve sıcak bir hikayeye çevirelim gözümüzü.

Bay Uzun Kuyruk ve Periler Diyarı, annesi vefat edince baba ocağına dönen bir adam ve oğlu ile başlıyor. (Biraz Babam ve Oğlum’u mu hatırlattı?) O baba ve oğulun ilişkisinden çok, dede ve torunlarının hayatına, torunların kaynaşmasına, birlikte yaşadıkları keşiflere, zorluklara, mücadeleye tanık oluyoruz.

Gökyüzü Sevgisi

Kitapta Merkür dede, çok tatlı, biraz da gizemli, heybetli bir karakter. Torunları ile ve seneler sona eve dönen oğlu ile mutlu görünüyor. Torunlarıyla gökyüzü hakkında, yıldızlar, bilim adamları hakkında konuşuyor, sorular soruyor. Onlara mangala oynamasını öğretiyor.

Kitapta gökyüzü sevgisi önemli bir unsur. Sadece isimlerden bile bunu çıkarabiliyorsunuz. Dedemizin Adı Merkür, köpek Jüpiter, at Venüs… Çatı katındaki gizli oda, yıldızları seyretmek için var olan eşyalar, düzen..

Dede bilmese de, yaşadıkları konak elden çıkmak üzeredir. Alacaklı gün sayar. Çocukların babaları, bu işe bir çözüm bulmak için uğraşırlar ama sonuç elde edemezler. Çocuklar, bazı söylentilere kulak kabartıp, peri bacalarının içinde hazine aramak isterler. Bu kısım uzun uzun okuduğumuz, romana yayılmış bir bölüm değil. Kitabın sonlarında karşımıza çıkan, ilk başta birbirine pek alışamamış kuzenlerin, birlik oldukları uç nokta diye de okuyabiliriz.

Uzun uzun kurgu ya da karakterler üzerinde yazmak istemiyorum sanırım. Beklediğimden çok daha iyi çıkan, okurken keyif aldığım, sonrasını merak ettiğim bir roman olduğunu söylesem sadece… Sıcak bir hikayesi, zengin, güzel detayları var. Bütün iyi niyet ve beğenimle, keşke birazcık daha titiz bir editör çalışması yapılsaydı dedim. Hem edebi olarak, hem kurgu, metnin akışı, bazı kelimeler ve biraz da noktalama işaretleri açısından… O zaman çok daha güvenle adını duyurabilecek bir eser kazanmış olurduk. Mesela daha farklı bir isim düşünülemez miydi acaba, neden periler diyarı? Yine de bu haliyle de oldukça iyi bir kitap, bizden bir hikaye olduğunu söyleyebilirim.

Okullar açıldı, açılacak. Tatilin son dönemeçleri. Uzun kış gecelerinde okumak için listenize ekleyebilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar.

Güncelleme: Kitabın son cümlesi, yeni maceraların devam edebileceğini ima ediyordu. Demek ki yazar, devamını düşünüyor dedim, kendi kendime. Bu yazıdan sonra öğrendim ki, ikinci kitap yakında okurları ile buluşacakmış. 

 

Bay Uzun Kuyruk ve Periler Diyarı
Yazan: Erhan Şibik
Resimleyen: Mahmut Arlı
Kayalıpark Çocuk
Ağustos 2016, 160 sayfa

Trackbacks/Pingbacks

  1. Mülteci Asansörü-Erhan Şibik-Kayalıpark- Çocuklar Okuyor - […] Şibik’in ilk okuduğum kitabı Bay Uzunkuyruk ve Periler Diyarı ile epey ümitlenmiştim. Bir çocuğun duygularını, hissiyatını güzel aksettiriyordu. […]

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: