abone ol: Makale | Yorum

Kitapsever Bay Tilki

5 yorum
Kitapsever Bay Tilki

Kitap okumakla, ilimle ilgili acaba neden yalayıp yutmak deyimini kullanmışız ki? Bu bilgileri yalayıp yuttum. Hani diyorlar ya ne yerseniz osunuz diye. Galiba bu yüzden. Yediğin her şey damarlarında kan, vücudunda can olduğuna göre, okudukların da dimağında lezzet, ruhunda kuvvet oluyor. Dilin, kelimelerin güçleniyor. Belki de bu benzerlik nedeniyle yemeğe ait bir fiili kitap okumak için de kullanıyoruz.

Elimdeki kitap bu fiili mecazi olarak değil bire bir olarak anlamış bir kurgu: Kitapsever Bay Tilki. Kapaktaki resim sizi içeride olacaklara hazırlamak istiyor gibi görünüyor. Boynuna peçetesini bağlamış bir tilki, tabağında duran kitaba tuz ekiyor! Olacak iş mi?! Olmuş valla.

 

Bay Tilki onulmaz bir kitap yiyicidir! Tabiri caizse varını yoğunu kitaplara adar, eşyalarını bu uğurda satar. Artık bu işe bir çözüm bulması gerekirken kütüphaneyi keşfeder. O da ne?! Hem bedava kitap alınan bir yerdir burası hem de göz alabildiğine kitap vardır. Kütüphane görevlisi gelen şikayetler üzerine ters giden bir şeyler olduğunu anlayana kadar da Bay Tilki’nin keyfine diyecek yoktur. Fakat bazı sayfalarda burnumuzu sızlatan vahşi bir hayvan kokusu, bazı kitaplarda denk gelinen kemirilmiş sayfalar ve ve bazı kitapların hiç geri getirilmemesi gibi garip olaylar yaşanır olmuştur. Sonuç olarak Bay Tilki kütüphaneden men edilir. Bay Tilki bu defa gözünü daha da karartır ve olayların sonucu yolu kendisine okuma yasağı konan bir hücreye düşer. Çaresizlik insana neler yaptırıyor. Bay Tilki’nin aklına son derece akıllıca bir fikir gelir ve oturup kendisi yazmaya başlar. Öyle ya, bunca kitabı yalayıp yutmuş biri niye yazmasın!

                        Abur cubur mideyi bozar!

Kitapsever Bay Tilki, kapak çizimine rağmen kaliteli bir okuyucu olacak diye mi düşünmüştüm acaba? İyi bir okur gibi olmakla beraber aslında obur bir tüketici gibi de görünüyor ve bu biraz irkilmeme sebep oldu galiba. Damak zevki yok diyemeyiz, nitekim çaresiz kaldığı bir dönem broşür vs tüketir oluyor ve midesini bozuyor. Fakat yine de doymak bilmez bir iştah sahibi. Bu haliyle okuyucuya bazı uyarılarda bulunuyordur belki de. Oku, oku ama yemeğini seçer gibi okuduklarını da seç. Bu yönüyle verdiği mesaj hiç de az değil.

   Yazan tilkiye çay servisi yapan gardiyan.

 

Neyse, olaylar gelişmeye devam eder. Bay Tilki’nin damak tadına uygun kitap bulma sorunu çözülür. Kendi kendine faydası dokunan bir döngüye girer Bay Tilki. Yedikçe kazanır!

Franziska Biermean kitabın hem yazarı hem resimleyeni. Resimleri bir gazete köşesinde görebileceğimiz türden karikatürleri hatırlattı bana. Bay Tilki’nin iştahlı hikayesine de yakışıyor aslında.

Bu kitabın devamı niteliğinde bir kitap daha var. Henüz okumadım ama orada da keyifli bir macera bizi bekliyor, anladığım kadarıyla.

 

Gün gelir, çocuklar için yenilebilir kitaplar üretirler mi acaba? Hani yıkanabilir kitaplar, dokulu, ses çıkaran kitaplar vs hazırlanıyor ya. Belki sayfasını yaladığınızda çikolata tadı gelen kitaplar yapılabilir. Zihnimde canlanan görüntüsü pek hoş değil aslında. Bence biz okumakla ve dimağ zevkimizi doyurmakla yetinelim. Canımız çok çikolata çekerse, açar yeriz bir tane.

Şimdiden iyi okumalar.

 

Kitapsever Bay Tilki

Orinal Adı: Herr Fuchs mag Bücher

Yazan ve Resimleyen: Franziska Bierman

Çeviren: Süheyla Kaya

Hep Kitap, Kasım 2016

  1. merhaba, ebeveynler için de beğendiniz kitapları paylaşsanız ne güzel olur 🙂

  2. Ne süper bir zamanda geldi yorum. Sepetimde bekliyordu 2 kitapta gidip geliyordum şimdi mi daha sonra mı diye. Tavsiye güvenilir yerdense hemen alınmalı. Teşekkürler 💕

    • Ne güzel 🙂
      Fakat burada bir açıklama gereği hissettim. Kitaplar için en iyi “güvenilir” makam çocuğun ve ailenin beğenisi sanırım. Her resmi her satırı “güvenilir” olma kaydıyla incelersek bilemiyorum ki bu bloga devam edebilir miyiz? 🙂 Bazı kriterler öyle farkedebiliyor ki, hepsini göze alıp kitap yazmaya kalkılsa, sanırım ortada kitap filan kalmazdı 🙂 Bizim de kriterlerimiz var elbet, her şeyi okuyalım, okutalım demiyoruz asla. Fakat hepsi tüm okuyucularımıza, tüm çocuklara uyar mı, beraber konuşmak lazım.
      İyi okumalar 🙂

    • Kitap tanıtan okadar çok sayfa varken güveni tamamen onlara yüklemek kesinlikle adil bir davranış olmaz. Kendimı de düşünerek söylüyorum, cocuk-gençlik kitapları ve distopya severim, bilim kurgudan hoşlanırım. Ama bir çok okuyucunun sevdiği romantik, duygusal kitaplardan hoşlanmam. Oğlum henüz 3 yaşında ama bazı 6-7 yaş kitaplarını bölüm bölüm okuduğumda ona sıkıcı gelmiyor. Dikkati dağılmadan dinleyebiliyor. Çocuk için kitapların zamanı olduğuna, bazılarının kesinlikle erken zamanda okunmasının rahatsız edici tepkilere yol acağına inanıyordum. Bu düşüncem bizim için çok geçerli olmadı.
      Kitaplarımızın %90’ını internetten alıyoruz. Malum internet biraz daha uygun. Kitap alışverişi yapmanın, dokunarak almanın keyfini yaşaması adına, ayda bir kitapevine gidiyoruz. Gittiğimizde aklımızda olan, sosyal medyada tanıtılan kitapların içeriklerini beraber inceleyip alacaklarimiza karar vermeye çalışıyoruz. İki kitabı henüz elimize alıp inceleyemedik. Kısa bilgilendirici yazısı, evdeyken resimlerden bazı bölümler görmek büyük avantaj. Sosyal medya bu konuda büyük yardımcı. Yoksa gözü kapalı alınana ne yerimiz, ne onu okuyarak harcayacak zamanınız ne de okadar bütçemiz var. Kibar ikazınız için teşekkür ederiz.

      • Ne güzel bi uygulama, ne şanslı bir bıdıkmış o 🙂
        İkaz değil aman ha, hatırlatma diyelim 😉

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: