Macera Geliyorum Demez

Geçtiğimiz günlerde şehir dışına çıkmam gerekti. Yanıma aldığım kitaplar arasında “Macera Geliyorum Demez” de vardı.
Kitaba bir otobüs yolculuğunda başladım. Meğer kitap da bir otobüs yolculuğuyla başlıyormuş. Ailesinin tatil politikasından yılan kahramanımız, en yakın arkadaşının tatil planına ekliyor kendisini! Fakat o, kum deniz güneş üçlüsünün hayalini kurarken, aslında köye gittiklerini öğreniyor!
Köy ve tatil… Kazların hışmı, boğanın kovalaması, pat pat yarışlarında yaşadıkları derken köy ortamı bir tatilden çok çeşitli sıkıntılar ile köşe kapmaca oyununa dönüyor. Köy hayatını az çok biliyorsanız tahmin edebilirsiniz. Çocuklar için bulunmaz tecrübelerle dolu.
Tabi bizim çocuklar Erdem, Ömer ve arkadaşları ergenlik çağında gençler olduklarından yaşadıkları tecrübeler nabız yükselten cinsinden oluyor. Soluk soluğa okuyoruz. Sanırım bunda, bütün kitabın diyaloglarla ilerlemesi de etkili oluyor. Kitapta hiç anlatım yok, hep konuşma var. Evet, mesela “Erdem otobüse bindi, yemyeşil kırları izlerken uykuya daldı” vs gibi anlatımlar, mekan tasvirleri yok. Sadece konuşma. Bu kolay gibi görünse de bence zor bir işin üstesinden gelmiş yazar Ahmet Ay. Tabi sürekli diyalog okumak da dediğim gibi ritmi hiç düşmeyen bir akışa kaptırıyor sizi.
Erdem Erdi Derken…
Köy maceraları, yeni yaramazlık alanları derken kahramanımız Erdem bizi ters köşeye yatırıyor. Bu tür 8-9 yaş üstü çocuklara hitap eden kitaplarda böyle sürprizleri çok önemli buluyorum. Tam Erdem uslandı, akıllandı hatta resmen “erdi” diye düşünüyoruz ve hatta Erdem’den hayat üzerine dersler okumaya, biz de etrafımıza sevgi dolu gözlerle bakmaya başlıyoruz ki, delikanlı bizi başka bir maceranın içine alıveriyor.
Karakterlerin yaş grubuna uyan psikolojik durumları da ayrıca hoşuma gitti. Mesela “kızlara rezil olmak” gibi bir mevzu var ki, ilk ergenlik çocukları için ne kadar da doğal ve önemli. Bu mevzu ne abartılmış, ne görmezden gelinmiş. Bunun gibi çocukların cami çevresinde yaşadıkları da böyle. Sevimli gösterilmek için abartı yok, saygılı olma düşüncesi ile kasmak yok. Bunlar gözüme çarpan, önemli noktalardan.
Fakat bazı esprilerin hedef kitle için fazla eski kaçtığını düşündüm. Zeki Müren’i bilir mi acaba şimdiki çocuklar, kaldı ki sanat güneşi yakıştırmasını bilsinler? Yahut Kara Murat’ın Bizans prensesini kurtarması, Cüneyt Arkın’ın ayaklarında yay var gibi zıplamasına aşina olan bizler için bir şey ifade eder ama o filmleri izlememiş çocukların zihninde nasıl bir karşılığı olur, bilemiyorum.
Netice itibariyle Macera Geliyorum Demez bence çocukların keyifle okuyacağı bir hikaye. Ahmet Ay’ın kalemine sağlık.
Şimdiden iyi okumalar.
Macera Geliyorum Demez
Ahmet Ay
Cezve Çocuk
8+