Üç Çocuk Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün

Üç Çocuk Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün’ü kendisi gibi bir başka kalınca kitapla sipariş vermiş ve yazın okumuştum. Diğer kitabı henüz okumadım, eğlenceliymiş. Bu kitap da sürükleyici, çok eğlenceli sayılmasa da iyi bir kitap. Bu sayfaların okuyucusu iseniz masal perilerine, ifritlerine, iyi niyet olmadan çözülmeyen efsunlara karşı gayet geniş bir kapı açtığımızı bilirsiniz. Fakat aynı zamanda bazı kültürel öğelerin yahut hayat tarzlarının çocuk kitaplarında olmasını da pek uygun bulmuyorum. Üç Çocuk Bir Öğretmen güzel kurgusu, çok iyi bir örgüsü olan bir eser. Karakterlerimizin gözünden aynı olayın farklı yönlerini okuyoruz, onların duygu dünyasına nüfuz ediyor, bir öğretmene yüklenen nice farklı anlamı ama en nihayetinde iyi bir öğretmenin çocukların hayatına nasıl dokunabileceğini okuyoruz… Ama.. ama’sı var.
Kitabı okurken tam bir Amerikan filmi izler gibi hissettim kendimi. Öğretmenlere takılan isimler, acımasız öğrenciler, çocuklarını çok sıkan yahut hiç umursamayan aileler, bol bol argo sözcükler vs. Belli bir sınıra kadar hepsine tahammül edebiliyorsunuz ama bu kitapta olduğu gibi, sos asıl yemeğin önüne geçince pek de iyi gelmiyor bana.
Kitapta çok yakın arkadaş olan 3 erkek kahramanımızın, ikisi arasında nahoş dedikoduların ima edilmesi vs mesela, bir çocuk kitabında görmek istemeyeceğim bir ilişki biçimi… Yahut çocukların öğretmenleri için bile olsa içki almak için verdikleri uğraş… Bir çocuğun öğretmenine aşık olabileceğini ima eden satırlar… Evet muhtemelen erkek çocuklarının ilk aşkı öğretmenleridir… Ama işte her şeyin büyüğünü, abartılmışı seven Amerikan kültürü içinde, bizim Adadolu’nun saf masum çocuğunun hisleri aynı şekilde kendini göstermiyor vs…
Kitap 2016 yılında pek çok ödüle layık görülmüş. Dediğim gibi, kurgusu, olay örgüsü, duygusallığı, iyi bir öğretmen için yapılacak hayati (spoiler vermeyeyim ama gerçekten hayati) bir sürpriz için yapılan fedakarlıklar, bu planın üç delikanlıyı da nasıl büyüttüğü, görünmez sınırlarını aştığı, sorunlarını çözdüğünü vs düşünürsek ödülleri hak etmiş bir kitap. Dediğim gibi Amerikan tarzı bir kişisel gelişim, kendini aşma/gerçekleştirme filmi gibi…. Ben 12+ kategorisine koyacağım bu kitabı. Seçici aileler yukarıdaki uyarılarımı dikkate alabilirler. Yahut sorun yok deyip, maceranın akışına da kendinizi/çocuğunuzu bırakabilirsiniz. Muhtemelen bir öğretmenseniz de bu kitabı kendiniz için seçebilirsiniz.
Birkaç alıntı ile yazıyı noktalayayım:
“Yetişkinler size büyüyünce her istediğinizi olabileceğinizi söylüyor ama aslında öyle demek istemezler. Buna kendileri de inanmaz. Sadece sizin buna inanmanızı isterler. Peri masalı gibidir.” 164
“…bazen başlamadan yeniksindir ama önemli değildir.. Devam edersin. Ne olursa olsun.” 187
“Hepimizin kimsenin bizi gerçekten görmediğini düşündüğümüz zamanlar vardır… Ancak fark eden biri vardır, Topher. Biri görür. Oralarda biri muhtemelen senin dünyadaki en mükemmel şey olduğunu düşünüyor. Bir daha sakın yeterince iyi olmadığını düşünme.” 238
“Fakat ben siz asla neden pes ettiğimi söylemedim” dedi Bayan Bixby. “Güldükleri için. Annem, babam, büyükannem, büyükbabam, kardeşim, olayın ardından, bu koca bir şakaymış gibi hep birlikte gülüp numarayı nasıl yüzüme gözüme bulaştırdığımdan söz etti. Sihirbaz değil, komedyen olmuştum. Bu hikayeyi hayatımın geri kalanı boyunca, yemek masalarında arkadaşlarına anlatıp durdular ve her defasında gülmekten yerlere yattılar. O gün odama gidip ağladım. Beni anlamadılar. O an, yıldız gibi parladığım bir an olacaktı. Onun yerine yalnızca sihirbazcılık oynayan bir çocuk oldum.” 236
Üç Çocuk, Bir Öğretmen ve Unutulmaz Bir Gün
John David Anderson
Tükçeleştiren: Damla Kellecioğlu
Tudem
1.Baskı Ekim 2017
2. Baskı Aralık 2017