Karanfilli Dev Amca

Çocukluğu geçince kendisinden haberdar olduğum bir kitaptı Karanfilli Dev Amca. Bulup da okuyamadım demek ki… Muhtemelen kolay da bulunmuyordu. Şimdi sağolsun Uçan At yayınları tekrar bizi Karanfilli Dev Amca ile buluşturdu.
Kitap, şehir insanına pek yabancı olmayan bir manzara ile başlıyor (İnşallah o kadar kötü olmaz hiçbir zaman). İnsanlar önemsemedikleri için ağaçlar bir bir hastalanmışlardır ve şehirde son bir Akasya ağacı kalmıştır. Mavisini de yitirmiş deniz, artık kalan son martının kanatlarını yakacak bir şeye dönüşmüştür. Buna rağmen o son Akasya ağacı, o ağaca şarkı söyleyen bir adamı ve o son martıyı buluşturan yer olur.
O adam, aslında bir doktordur. Çocukken uçurtmacı olmak istemiştir… gökyüzünün en uzak yıldızlarına uçacak uçurtmalar yapmak isteyen bir uçurtmacı. Sahi biliyor musunuz, üniversite giriş sınavlarının açıklandığı şu günlerde öğrendiğime göre, doktor olmak isteyen epey genç varmış. Uçurtmacılık okulu açmak için çok mu geç kaldık acaba?
Neyse… Martı ve doktor iyi bir dost olurlar ve martı, doktora, eski günleri, eski masalları anlatmaya başlar. İşte Karanfilli Dev amcayı aslında bize şehrin son martısı anlatmaktadır.
Sonra Okombe’yi, sonra Bahar hanımı…
Anlatılan masalların hepsi, insanı fıtratından, tabiattan uzaklaştırdıkça neler olacabileceğini, neler kaybedebileceğimizi/kaybettiğimizi gösteriyor bize. Modern dünyanın problemlerinin “hayatın kendi doğallığı içinde” ortaya çıkan problemler değil “insanın kendi doyumsuz açlığından” ortaya çıkan problemler olduğunu gösteriyor. Bu yönüyle bu kitap için de sadece çocuklar için demek haksızlık olur. Zaten biliyorsunuz, çocuk edebiyatı sadece alt yaş sınırı belirler. Üzeri yaşta sınır yoktur. Karanfilli Dev Amca da her satırıyla öyle bir kitap işte.
Kitap resim ağırlıklı değil fakat naif ve tatlı çizimleri var. Sadece Bahar hanımın anlatıldığı son masaldaki bir dede çizimi biraz “bıyık altından” gülümsetti beni. Çünkü masalda bahçesinde güneşlenen, misafirine ayran ikram eden bilge bir dededen bahsedilirken, çizimde karşımıza pipetli bardağındaki sarı içeceği (limonata?) ile şezlonga uzanmış, şortlu, güneş gözlüklü bir dede karşılıyor. Çizerin esprisine editör ve yayınevi ses çıkartmamış herhalde, diye düşündüm 🙂
Karanfilli Dev Amca, çocuklarınızın kütüphanesini çiçeklendirecek bir eser. Şimdiden iyi okumalar.
Karanfilli Dev Amca
Yazan: Ahmethan Yılmaz
Resimleyen: Anıl Tortop
1.Basım 1992, 2.Basım Temmuz, 2017
84 sayfa
Uçan At Yayınları