Elmas Yüzük

Hasan Aycın benim için oldukça önemli bir isim. Sadece çizdikleri ile değil ve hatta belki daha da çok yazdıklarıyla… Yazıların bi satırda okuduğumuz kısımları vardır bir de aslında, onlardan daha çok tesirli olan satırların arkasında, sadırda/sinesinde/yüreğinde olan kısmı vardır. Benim için işte Hasan Aycın yazıları sinesi dolu bir insanın yazdıkları olduğu için çok daha önemli, kıymetli.

Hasan Aycın’ın çocuklar için de yazmış olmasını büyük bir şans, nasip olarak görüyorum. Eğer hala ondan masallar okumadıysanız çocuğunuza, lütfen tez vakitte bu eksiği kapatın.

Bugün sitemizde bir masalı var: Elmas Yüzük.

Elmas Yüzük padişahın kızı Ay Sultan’ın kuyuya düşürdüğü yüzüğünün hikayesi. Keloğlan ülkedeki diğer delikanlılar gibi kuyuya düşen yüzüğü bulmak için saraya gider. Kuyuya inip feryat figan yukarı çekilmek isteyen delikanlıların aksine, Keloğlan yüzüğü alır. Fakat bu masalda biraz alışılmadık şekilde Keloğlan, rüyasında yaşar macerayı. Rüya mı gerçek mi, bir düşten gerçeğe geçiş mi siz karar verin artık. Tabi tek mesele yüzüğü almak değildir, onu Ay Sultan’a ulaştırmak da zannetmeyin ki kolay olur.

Hasan Aycın yüzüğün alınması kısmında besmelenin önemini ne güzel ve sade anlatıyor. O esnada Şeytankız ile de karşılaşıyoruz. Aslında burada acaba bu kısım çocuklar için korku verici olur mu diye düşünmedim değil. Fakat sonra fark ettim ki, şeytan, tıpkı gerçekte olduğu gibi zayıf bir karakter olarak yer alıyor kitapta. Bütün çizgi filmler vs deki güçlü karakter imajının tersine. Böylelikle tam aksine, çocuklara güzelce okunmasında, anlatılmasında çok fayda olacağını bile düşündüm.

Besmelenin önemi gibi, edebin önemini de görüyoruz masalda. Aşk merdivenlerinin ancak edeple çıkılacağını anlatıyor bize masal. Geçen gün bir arkadaşımla konuşurken, irfan masalları deyiverdim. Bu tabiri kullanan oldu mu daha önce bilmem ama benim için artık böyle bir kategori var.

Masallar artık çok gündemde. Fakat çocuklara/yetişkinlere keyifli dakikalar geçirtmek için yapılan bazı değişikliklerle masalların irfani yönlerini kaybediyor muyuz, bilmiyorum. Şurası pedagojik değil kes, burası eşitlikçi değil at, şuraya biraz eğlence kat vs derken farkına varamadığımız derin manaları kırpıp duruyor muyuz acaba?

Masallar derinlikli okumaları hak ediyor değil mi? Hasan Aycın’ın başka masalları da var. Onlar da yakında burada inşallah.

Şimdiden iyi okumalar.

Elmas Yüzük

Yazan ve Resimleyen: Hasan Aycın

İz Yayıncılık

2016