Su İçmek İsteyen Serçe
Koca İstanbul şehrinin merkezinde sayılabilecek bir yerde yaşıyorum. İstanbul’un artık birçok yeri devasa gökdelenlerle dolu. Boğazda vapur sefası yaparken hepsi gözünüze asi bir kirpik gibi batıyor. Neyse ki onlara yakın değilim. Hala etrafımda ağaçlar var. Ve özellikle sabahları, bazen günün sakin bir vaktinde duyabildiğim müthiş güzel kuş şakımaları için şükrediyorum.
İşte bugün elimde o kuşlardan birinin hikayesi var. Bir serçenin büyüme, kendine yuva arama, arkadaşların, sürü halinde, büyük bir aile olarak yaşamanın kıymetini ve hatta başlı başına hayatın kıymetini keşfetme hikayesi.
O “küçücük bir serçe”. Bir ismi yok kitapta geçen. Ona ne diye sesleneceğimizi bilmiyorum. Küçük serçe, diyelim. Yuvadan çıkalı henüz dört hafta olmuştur ve her serçe gibi o da daha iki haftalıkken yuvadan uçar. İşte o andan itibaren biz de onun yanında, hayatını izlemeye başlarız. Anlatıcımız küçük serçenin kendisi. Bize yaşadıklarını kendi penceresinden aktarıyor.
O, kuşlara yem atan yaşlı bir adamın tuzağına kapılmayacak kadar akıllı bir küçük serçedir. Fakat hayat şartları onlar için bile zordur ve yırtıcı kuşlara yem olmamaya çalışmak zorundadırlar. O da bu nedenle kaçarken yaralanır. Bir ağacın kavuğuna sığınır. İşte kitaba adını veren başlık da buradan çıkar. Arkadaşlığın önemini anladığı günlerde, susuzluk onun için büyük bir dert olmaya başlar. Neyse ki küçük serçe zorlu günleri atlatır.
“Eğer şu durumdan kurtulabilirsem, bambaşka bir serçe olacağım. Her serçenin yardımına koşacağım. Dostluklar kuracağım. Bu konuda kendime söz veriyorum.” S. 51
Kitabın iç sayfalardaki resimleri renksiz. Tıpkı kapaktaki gibi naif tonlarda resimler beklemiştim ilk anda, siyah beyaz çizimlerle karşılaşınca farkına vardım. Bazen tüm sayfa, bazen yazılar arasında vinyet olarak karşımıza çıkıyor çizimler.
Şimdiden iyi okumalar.
Su İçmek İsteyen Serçe
Yazan: Mehmet Kemal Erdoğan
Resimleyen: Hilal Bozkurt
Hayy Kitap, 2017
63 sayfa