Saklambaç Oynayan Robot
Yapay zekanın gelişmesi ile robotlar iyice günlük hayatımızın içine girecekler gibi duruyor. Baksanıza kitaplarımızda saklambaç oynayama başlamışlar bile. Saklambaç Oynayan Robot bugün bizimle.
Daha ilk sayfalarda yazarın bir hikaye diline sahip olduğunu fark ediyorsunuz. Kısa cümleler, basit anlatımların çocuklar için yazmaya yeter sanıldığı günümüzde, böyle bir dil ile karşılaşmak beni epey mutlu etti.
Kitapta 20 hikaye var. Birbiri ile bağlantı olanı da var ama çoğunluğu bağımsız metinler. Hikayeler masal tadında, hızlıca ilerleyebiliyor. Ayrıca konu olarak çeşitlilik sergiliyor. Genel olarak çocukların gözüyle bakıyoruz olaylara. Metinler böylece, çocuğun gözünden hayatı görmek isteyenlere de hitap ediyor.
Kitapta genel bir unsur olarak, yetişkinlerin ilgisine ihtiyaç duyan, duygusal olarak yaşanan sıkıntılarını anlatan çocuklar var. Yine bu sebeple hastalık bahanesi ortak bir nokta olarak gözüme çarptı.
Bir çocuğun annesinin çiçeklere olan ilgisini kıskandığında, çiçeğin karşısına geçip “Annem sana sadece su veriyor, bana kocaman kek yaptı.” demesi beni gülümsetti.
Takıntı Oyunu da kitaptaki dikkat çekici hikayelerden. Her ne kadar mağdur, ihmal edilen yine çocuk olsa da yazar, çocukları yetişkinlere ders verir seviyesine çıkarmış bu hikaye ile. Üstelik kahramanımız bunu bir oyunla yapıyor.
Saklambaç Oynayan Robot’un çocukları hayatın içinden, hislerini dile getiren, sorunlara çözüm bulmak için uğraşan, başı dik çocuklar.
Şimdiden iyi okumalar.
Saklambaç Oynayan Robot
Yazan: Nurcan Avcı Bayraktar
Resimleyen: Ayşe Ural
Temmuz 2019
Şule Çocuk, 173 sayfa